Röportaj: Adam Brigdland
2016
2008 yılında baskı stüdyosu Jealous’ı kuran Adam Bridgland, 2006’da Royal College of Art’tan mezun olduğundan beri, malzemeleri çeşitli bir yelpazede kullanarak farklı çalışma yöntemleriyle de belirgin İngiliz kanılarını, anılarımıza sızan ve nostaljinin altında yatan duyguları dışsallaştırarak, zekice ve genellikle esprili keşfini sürdürüyor.
Hem baskı stüdyosu yöneticisi hem de bir sanatçı olarak kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanatsal pratiğiniz bu tarz bir yer açma fikrinizle nasıl örtüşüyor?
Bence ben her zaman sanatçı kimliğimle stüdyo yönetmeni kimliğimi ayrı tuttum ve de işe yaradı. Ama bazı noktalarda birleştiler ve biri diğerini besledi. Stüdyo olarak 8. yılımızdayız ve genişlemeye de devam ediyoruz. Jealous doğduktan bir ay sonra Direktör Dario ile şans eseri görüşmem ile ekibe katıldım. O, bizi çevresine çeken inanılmaz bir enerji. Baskı tekniğinin ve sanat dünyasının sınırlarını zorlayan yeni bir şeyler yaptığımıza inanıyorum. Benim pratiğimde bu her zaman öneml i olmuştur ve bir takımı yönetmek de tabii ki çok heyecan verici. Stüdyoyu devam ettirmek ve bir sanatçı olmak zor.
Jealous’ta yürütülen işlerin yöntem ve süreçlerinden bahsedebilir misiniz biraz? Sanatçılar nasıl seçiliyor?
Yeni bir şeyler yapan sanatçılarla çalışmayı seçiyoruz. Yeni bir şey derken, sıklıkla eğlenceli ve çevremizdeki dünyaya dair çarpıtılmış bir şeyler oluyor. Prestijimiz haline gelmiş olan Jealous ödüllü ya da Jealous Needs You portfolyosundaki işlerin hepsi özellikle görülmesi gereken parçalar ve bu kişilere yeni bir takipçi kitlesi de sunuyoruz. İnsanlar genelde stüdyoya çalışması için çağırdığımız sanatçıları Jealous bakış açısı ile seçtiğimizi söylüyorlar ama biz bunun hiç farkında değiliz, bu bütünlüğü sağlayan büyük bir kaynaştırma potasıyız sadece. Belki de bizim tarzımız tanımlı bir tarza sahip olmamaktır?