Röportaj: Deniz Köse
2016
Deniz Köse izleyicileri bir biçimin onlarca renk varyasyonlarıyla buluşturup hayal dünyalarını tetikleyerek onları başkalaşmış olanla tanıştırmayı amaçlıyor.
İşlerini üretirken sıkça kullandığın linol baskı tekniğinden biraz bahsedebilir misin? Bu kadar çok sayıda farklı katmanı aynı kağıdın üzerine uygulamanın sırrı nedir?
Linolyum bezir yağı, doğal reçine, mantar tozu, talaş ve kalker ile sıvanmış kendir dokumasından yapılan bir taban malzemesi. Resmi üzerine çizersiniz ve bıçak ile oyduğunuzda sadece yüksekte kalan yerler boya alır, yüksek baskı da denmesinin sebebi budur. Çok sayıda boya katmanını aynı kağıt üzerine uygulamak teknik bir detaydır, kağıdın kalınlığı, linolyumun kalitesi, kalıba verdiğiniz boya kalınlığı ve tonlamada yapılan sıralama dâhil pek çok unsur bana bu imkanı verebilir, elbette tek bir kalıpla 80 ton basılacaksa psikolojik hazırlık ve konsantrasyon en önemli etmen çünkü teknik hakimiyete bir süre sonra ulaşabilirsiniz fakat konsantrasyon yoksa bıçağı ya da kağıdı kaydırırsınız ve genelde tek bir şansınız olur.
Çalışmalarında pek çok yapısal unsura yer veriyorsun, inşaatlara (kentsel çevreye) yönelik bu tekrarlanan referansları ve üretim tekniğin ile bağlantısını anlatabilir misin?
İnşaatlar ve üretim tekniğim arasındaki bağlantıyı ilk defa düşünüyorum, belki de neden inşaatlar demek daha doğru. Bu doğal olmayana, melezleştirilmiş doğaya bir tepki. Bu dönüşümden kaçamadığımız gibi köleliğimizi köleliğimize fırlattık. Doğanın “böyle”liğinden rahatsızım ve bu benim temel kaygım. İnşaatlar, yeni ve alışılmış melez doğayı sanatın içine hapsedebilme ve maddeye, öz olana ve doğaya geri dönebilme çabası.