3D Baskı
EN
3 boyutlu baskı teknolojisi, Sanayi Devrimi’nde başlayan teknoloji yolculuğunun şu an ulaştığı Endüstri 4.0’ın merkezinde yer almaktadır. Geçmişe dönüp baktığımızda ilk adımları 80’li yıllarda atılan bu teknoloji, günümüzde birçok önemli sektörde varlığını devam ettirmektedir. Süreç ve sonuç ilişkisi bakımından çağın hızını yakalayan ve gelişen bu teknoloji kendisine sanat alanında da yer bulmuştur.
İlk adımlarının 1981 yılında Japon mucit Dr. Hideo Kodoma tarafından atılan bu sistem şu an bilinen ve en yaygın şekilde kullanılan halinin başlangıcına ise 1988 yılında ulaştı. Scott Crump ilk etapta plastik bir malzemeyi silikon tabancası yardımıyla katman katman yığarak ortaya çıkardığı oyuncağı otomatize edebilen bir makine ile daha hızlı sonuçlar elde edeceğini fark ettiğinde çalışmalarını bu alanda hızlandırdı. Bu sayede bugün en yaygın 3D baskı teknoloji olan Fused Deposition Modeling (FDM) icat edildi. Bu gelişmeyi takip eden yıllarda yaygınlaşan teknoloji ile 3D baskı teknolojileri farklı araçlarla entegre edilmeye başlandı. Sağlık sektöründe başarılı sonuçlara ulaşan 3D baskı teknolojisi popülerliğini arttırarak günümüzde evlerimizde de kendine yer bulur hale geldi.
Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve 1960’lı yıllarla birlikte malzeme ve teknik kullanımının özgürleştiği sanat dallarında da heyecan verici bir gelişme olarak 3D baskı yerini almaya başladı. Farklı makine ve bilgisayar programlarının gelişimi ve tanıdığı olanaklarla birlikte kısa zamanda özellikle heykel sanatçıları tarafından kullanılmaya başlandı. Günümüzde birçok sanatçı tarafından kullanılan bu teknolojinin en erken örneklerinden birini 1957 Almanya doğumlu Karin Sander vermiştir. “1:10” isimli sergisinde insan bedeni üzerine odaklanan sanatçı tamamı 3D baskı teknolojisiyle üretilmiş minyatür insan heykelleri ile izleyici karşısına çıkmıştır. Karin Sander’in yanı sıra Anish Kapoor, Marc Quinn, Joshua Harker, Robert Lazzarini gibi birçok önemli sanatçının sanat üretim malzemesi arasında yerini almıştır. Aynı zamanda müzelerde de eski eserlerin reprodüksiyonu ve sergilenmesi amacıyla sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde ise özellikle genç sanatçıların radarında olan bu teknoloji usta isimler tarafından da kullanılmaya devam etmektedir. Emin Mete Erdoğan, Beyza Boynudelik, Erdil Yaşaroğlu bu isimler arasında örnek gösterilebilir.